Bilim insanlarından oluşan bir ekip, Giza'daki Büyük Keops (Khufu) Piramidini kozmik ışın müonlarıyla taramak için Yüksek Enerji Fiziğindeki (HIP) gelişmeleri kullanacak. Büyük Piramidin daha önce hiç olmadığı kadar derinlerini görmek ve iç yapısını haritalamak istiyorlar. Bu çalışmaya, “Büyük Piramidi Keşfet (EGP) Misyonu” adı verildi.
Kahire'nin yaklaşık 15 kilometre güneybatısında bulunan Keops Piramidi veya diğer adıyla Büyük Giza Piramidi, MÖ 26. yüzyılda Mısır firavunu Keops için bir mezar alanı olarak inşa edildi. 146 metre yüksekliğindeki Keops Piramidi, Dünya’nın Yedi Harikası arasında yer alıyor. Şaşırtıcı olan Keops Piramidi'nin 4.500 yıldan fazla bir süredir ayakta duruyor olması; günümüze kadar ulaşmış olan tek Antik Harika'dır.
Keops (Khufu) MÖ 26. yüzyılın sonlarında yaklaşık 23 yıl boyunca hüküm süren eski Mısır'daki 4. hanedanın ikinci kralıydı.
Mısır tarihindeki ikinci ve de en büyük piramidi inşa etmesine rağmen Keops hakkında bildiğimiz çok fazla bir şey yok. Kendisine ait sadece bir adet son derece küçük (8 santim) fildişi heykel bulundu ve nasıl görünmüş olabileceğine dair ufak bir fikir verdi.
Keops Piramidi bir mühendislik ve işçilik şaheseridir. Keops Piramidi'nin hassas ölçümlerle yapılmış olması, modern inşaatçıları bile hayrete düşürür. Kuzey Mısır'daki Nil Nehri'nin batı yakasında bulunan kayalık bir plato üzerinde inşa edilmiştir. İnşası sırasında bölgede hiçbir şey yoktu. Ancak daha sonra bu alan Sfenks ve diğer mastabalar dahil olmak üzere iki ek piramit ile dolduruldu.
Keops Piramidi 13 dönümlük bir alanı kaplamasıyla devasa boyuttadır. Her bir tarafı, tam olarak aynı uzunlukta olmasa da, yaklaşık 230 metre uzunluğundadır. Her köşesi neredeyse tam 90 derecelik dik açıdadır. İlginç bir şekilde, her bir köşesi pusulanın ana yönlerinden birine bakacak şekilde hizalanmıştır; kuzey, doğu, güney ve batı. Girişi kuzey yönünün ortasındadır.
Keops Piramidi her biri ortalama 2,5 ton ağırlığında olan ve en büyüğü 15 ton gelen 2,3 milyon taşa sahip. Son derece büyük, ağır, kesme taş bloklardan yapılmıştır.
Taşların üzerine son olarak pürüzsüz yapılı son bir beyaz kireçtaşı katmanı geçildi. En tepeye, bazılarının elektrumdan (altın ve gümüş karışımı) yapıldığını söylediği tepe taş yerleştirildi. Kireçtaşı ve tepe taş (kapak taşı) tüm piramidin güneş ışığında parlamasını sağlamak içindi.
Keops Piramidi'nin içinde üç mezar odası vardır. Birincisi yeraltında bulunur, İkincisi, genellikle Kraliçe Odası olarak adlandırılır ve zeminin hemen üzerinde bulunur. Üçüncü ve son oda yani Kral Odası piramidin kalbinde yer alır.
Böylesine eski bir kültürün, özellikle de sadece bakır ve bronz aletleri olan bir toplumun, bu kadar büyük ve hassas bir yapı inşa ettiği gerçeği şaşırtıcıdır. Bunu tam olarak nasıl yaptıkları, yüzyıllardır insanları şaşkına çeviren çözülmemiş bir bulmaca oldu.
Tüm projenin tamamlanmasının 30 yıl sürdüğü söylenir. Hazırlık için 10 yıl ve gerçek inşaat içinse 20 yıl. Daha hızlı inşa edilmiş olduğunu düşünenler de var.
Yakın tarihli bir çalışmada , Journal of Applied Physics'te Büyük Piramitlerin elektromanyetik enerjiye, özellikle radyo frekansı aralığındaki elektromanyetik dalgalara odaklanabildiği bildirilmiştir. Araştırmacılar, Piramidin elektromanyetik dipol ve dört kutuplu anlarıyla ilişkili rezonans özelliklerini keşfettiler. Spesifik olarak, matematiksel analiz, yapının iç boşluklarının ve temelinin, dalga boyu 200 ila 600 metre olan harici radyo dalgaları tarafından vurulduğunda rezonansa girdiğini ve bu elektromanyetik enerjinin yayılmasını, saçılmasını ve konsantrasyonunu kontrol edebileceğini gösterdi. Bu rezonans koşulları altında, Piramidin içindeki elektromanyetik alan dağılımlarının, Piramidin odalarına yönlendirildiği ve yoğunlaştığı bulunmuştur.
Elektromanyetik enerji, rezonans konsantrasyonunun fiziksel ölçüm ve analiz yöntemleri kullanılarak doğrulanmıştır. Büyük Piramitlere çok aşina olan birçok kişi için bu tamamen şaşırtıcı değildir. Piramitlerin, “kral mezarları” olmaları ile hiç tutarlı olmayan birçok fiziksel özelliği vardır.
Büyük Piramit üzerinde yıllar boyunca çalışılmış, arkeologlar iç yapıyı büyük oranda haritalamışlardır. Piramit ve altındaki zemin farklı odalar ve geçitler içerir. Khufu'nun (Cheops) odası kabaca piramidin ortasında yer alır.
Son zamanlarda, arkeoloji ekipleri piramitlerin iç kısımlarını daha titizlikle araştırmak için bazı ileri teknoloji yöntemleri kullandılar. 1960'ların sonlarında Amerikalı Fizikçi Luis Alvarez ve ekibi piramidin içini taramak için müon tomografisini kullandılar. 1969'da Alvarez, piramidin %19'unu incelediklerini ve yeni oda bulamadıklarını bildirdi.
2016-17'de ekip, Büyük Piramidi incelemek için invaziv olmayan teknikler kullandı. Onlardan önceki Alvarez gibi, kızılötesi termografi ve diğer aletlerle birlikte müon tomografisi kullandılar. Onların en önemli keşfi, Büyük Galeri'nin üzerinde tespit edilen büyük bir boşluktur. Keşif Nature dergisinde yayınlandı ve o yılın en önemli bilimsel keşiflerinden biri olarak kabul edildi.
Müonlar elektronlara benzer fakat daha büyük olan temel parçacıklardır. Tomografide kullanılırlar çünkü yapılara derinlemesine nüfuz ederler. X ışınlarının bile yapabileceğinden daha derine inebilir.
Kozmik ışın müonları, kozmik ışınlar olarak bilinen yüksek enerjili parçacıklar, Dünya atmosferine çarptığında oluşur. Kozmik ışınlar, Güneş'ten, Güneş Sistemi’nin dışından ve galaksinin dışından sürekli olarak Dünya'ya akan atomların (yüksek enerjili protonlar ve atom çekirdeği) parçalarıdır. Bu parçacıklar Dünya atmosferi ile çarpıştığında ikincil parçacıklar oluşur. Bu parçacıklardan bazıları müondur.
Müonlar kararsızdır ve saniyenin sadece birkaç mikrosaniyesinde veya milyonda birinde çürürler. Fakat ışık hızına yakın bir hızla ilerliyorlar ve bu kadar yüksek bir hızda, çürümeden önce derinlemesine nüfuz edebiliyorlar. Dünya'yı sürekli bombalayan kozmik ışınlarda sonsuz bir müon kaynağı vardır. Müon tomografisindeki görev, müonları etkili bir şekilde ölçmektir.
Müon tomografisi, nakliye konteynerlerinin kaçakçılık açısından incelenmesi gibi farklı uygulamalarda kullanılır. Müon tomografisindeki son teknolojik yenilikler gücünü arttırmakta ve yeni uygulamalara yol açmaktadır. Örneğin, İtalya'daki bilim adamları volkanik Vezüv Yanardağı'nın içini görmek için müon tomografisini kullanacaklar ve ne zaman tekrar patlayabileceğini anlamayı umuyorlar.
Büyük Piramidi Keşfet (EGP) Misyonu, Büyük Piramidi görüntülemede bir sonraki adımı atmak için müon tomografisini kullanacak. EGP, müon teleskop sisteminin önceki müon görüntülemeden 100 kat daha güçlü olacağını söylüyor. ”Son zamanlarda Büyük Piramit'te kullanılan ekipmanın 100 katından daha fazla hassasiyete sahip bir teleskop sistemi kurmayı planlıyoruz, müonları neredeyse tüm açılardan görüntüleyecek ve ilk kez bu kadar büyük bir yapının gerçek bir tomografik görüntüsünü üretecek." diyorlar.
EGP, Büyük Piramidin dışındaki farklı konumlara taşınan çok büyük teleskop sensörlerini kullanacak. Dedektörler, nakliye kolaylığı için sıcaklık kontrollü nakliye konteynerlerine monte edilecektir. Her birim 12 m uzunluğunda, 2,4 m genişliğinde ve 2,9 m boyunda (40 ft uzunluğunda, 8 ft genişliğinde ve 9,5 ft boyunda) olacaktır. Simülasyonlarında iki müon teleskop kullanıldı ve her teleskop dört konteynırdan oluşuyor.
Nispeten küçük yapısal süreksizlikleri görerek yapım teknikleriyle ilgili soruları yanıtlayabilir.
Teleskop sisteminin büyük boyutu sadece artan çözünürlüğü sağlamakla kalmaz, aynı zamanda verilerin hızlı bir şekilde toplanmasını sağlar ve bu da sahada gerekli görüntüleme süresini en aza indirir. EGP ekibi iki yıllık bir görüntüleme süresi öngörüyor.
EGP halen teleskop prototipleri üretmekte ve hangi veri işleme tekniklerini kullanacaklarını belirlemektedir. Yol boyunca, göreve hazırlanmak için simülasyonlar ve başka işler yapıyorlar. Kritik parçalardan biri, tüm bu müonları tomografik bir görüntüye nasıl bağlayacaklarıdır.
Ancak ekip şu ana kadar yaptıkları işe güveniyor ve yeni yaklaşımlarından memnun. EGP, çabalarının 2d görüntüden ziyade ilk kez Büyük Piramidin gerçek bir tomografik görüntüsünü yaratacağını söylüyor.
“Büyük Piramidi Keşfetme Misyonu, kozmik ışınlı müonlarla büyük yapıları görüntülemeye farklı bir yaklaşım getiriyor. Yapının dışına yerleştirilen çok büyük müon teleskoplarının kullanılması, tespit edilen çok sayıda müon nedeniyle çok daha yüksek çözünürlüklü görüntüler üretebilir. Ek olarak, teleskopları piramidin tabanı etrafında hareket ettirerek, ilk kez gerçek tomografik görüntü rekonstrüksiyonu gerçekleştirilebilir.”
EGP'nin şimdiye kadarki çalışmalarının çoğu veri simülasyonları olmuştur. Ama teleskopu kurduklarında sıfırdan başlamayacaklar. ”Teleskoplarda kullanılan dedektör teknolojisi iyi kurulmuş ve belirli bileşenlerin prototiplenmesi çoktan başlamıştır” diye açıklama yapıyorlar.
Parçacık fizikçisi Lee Thompson, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bilim insanları, üç bağımsız deneyde üç farklı müon detektörü kullanarak ‘boşluğu’ gördüler" ve bu da bulgularını çok sağlam kılıyor.”
Bilim insanları, insanlığın en eski arkeolojik hazinelerinden birini araştırmak için yüksek enerjili fizik kullanarak geçmişin gizemli perdesini aydınlatmakta kararlı görünüyor. Bu çalışmalar sayesinde piramitler konusunda aklımızda oluşan bütün soru aşaretleri cevap bulabilir.
Kaynak:
Makale Universe Today'de yayınlandı.
https://scitechdaily.com/archeologists-are-planning-to-scan-the-great-pyramid-of-giza-with-cosmic-rays-they-should-see-every-hidden-chamber-inside/
Comments